Haberler

UYARMIŞTIK… YENİDEN UYARIYORUZ…!

UYARMIŞTIK… YENİDEN UYARIYORUZ…!
14.02.2011 – İstanbul 10. Ceza Mahkemesinin, ülkemizin eski kuvvet ve ordu komutanlarının da aralarında yer aldığı çok sayıda asker ve sivil yurttaşımızla ilgili olarak verdiği tutuklama kararı bizi şaşırtmadı. Kimseyi de şaşırtmamalıdır.
Çünkü, uzun zamandır, özellikle de “Anayasa Referandumu” sırasında, tüm olanaklarımızı kullanarak yaptığımız etkinlikler ve uyarılarla kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışmıştık.
12 Eylül darbesinden bu yana süren ve sonrasında gelen iktidarlarca da artırılarak ve ağırlaştırılarak sürdürülen sözde “reform”lar; aslında, ülkemizi ABD-AB emperyalizminin tam denetimine alma, serbest piyasacı özelleştirmelerle sömürgeleştirme, yasal, anayasal ve yönetsel düzenlemelerle de “ılımlı İslam” adı altında işbirlikçi-dinci faşizme dönüştürme girişimleridir.
“Ergenekon” denilen siyasal tutsaklaştırmayla başlatılıp son tutuklama kararıyla da hızlanarak süren uygulamalar göstermektedir ki, “Anayasa Referandumu” ile doruğa ulaşan yargıyı siyasallaştırma süreci, son yargı düzenlemeleriyle tamamlanmıştır.
Gözlemliyoruz ki, “Balyoz Davası” denilen süreç başlayalı aylar geçmesine, tüm delillerinin toplanmış olmasına, sanıklarının bunca zamandır savcılık ya da mahkemenin her çağrısına uyarak yargılanma sürecine katılmalarına karşın, birden bire hiç inandırıcı gelmeyen yeni delillerin bulunduğundan söz ederek ve “mevcut delil durumu ve delillerin henüz toplanmamış olması” gerekçe gösterilerek tutuklanmaları, artık “siyasal yargı” silahının pervasızca kullanılması aşamasına geçildiğini kanıtlamaktadır.
Bu kararı veren mahkemenin başkanının kısa süre önce bu görevden alınmış olması da dikkat çekicidir.
Şimdi yeniden uyarıyoruz, uyarılarımızı sürdüreceğiz: Bu olup bitenler işbirlikçi faşizmin açık göstergeleridir.
Bugün olanlar, yarın bağımsızlık ve toplumsal eşitlik isteyen, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığını savunan, gerçek demokrasi, insan hak ve özgürlükleri mücadelesi veren her yurttaşın başına gelebilecek uygulamaların başlangıç adımlarıdır.
Varlığını, canlılığını ve etkinliğini Türkiye Cumhuriyeti’nin sunduğu engin olanaklar ve ortama borçlu olan her kişi, kurum ve kuruluş artık başını önüne eğip yaşananları yurtseverce değerlendirmeli, hızlanan işbirlikçi faşizm sürecini bir an önce durdurmanın her türlü demokratik birlik, dayanışma ve direnme olanaklarını yaratmalıdır.
Atatürkçü Düşünce Derneği, bu doğrultuda her katkıyı yapmaya, gerektiğinde de tek başına mücadelesini sürdürmeye kararlıdır.
Ulusumuzun ve kamuoyunun bilgisine sunarız.
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi