Basın AçıklamalarıHaberlerManşet

ADD Orhangazi’den İdlip Açıklaması

“Bu ulusu içimizdeki ruh, damarımızdaki kan kurtaracaktır.”

Suriye’de Rusya’nın desteğini alan Beşar Esad rejiminin Türkiye destekli muhaliflerin kontrolündeki İdlib’e yönelik saldırılarını artırmasından bu yana bölgeden kahreden haberler geliyor. Türkiye’de Şubat başından bu yana İdlib’de çok sayıda Şehit ve yaralı haberleri peş peşe gelmeye başladı.

Orhangazi halkına seslenen Atatürkçü Düşünce Derneği Orhangazi Şube Başkanı İsmail Saidoğlu konuşmasında şu konulara dikkat çekti:

Suriye bizim sınır komşumuz. Askerimiz orada yüzlerce operasyon yapıp teröre karşı mücadele verdi. Bu mücadelenin gerek maddi ve gerekse manevi boyutları çok ağır oldu. Türkiye’ye milyonlarca sığınmacı geldi, başımıza çok büyük sıkıntılar açıldı.

Bunlara hiç kimse şu soruyu sormuyor:

Arkadaşlar, biz bu Suriye olayı konusunda 2011 yılından bu yana ne kazandık, ne kaybettik? Herhangi bir kazancımız olduysa açıklayın, mutlu olalım!

`Bir ülke kendi iç güvenliğini düşünürken komşularıyla güvenliği bir arada düşünür. Yani içeride güvenlik istiyorsan önce sınır komşularınla güvenlik içinde olacaksın. Onlara sırtını dayayabileceksin. Dostluklar kurabilecek, ittifaklar oluşturabileceksin ki içeride bir terör belası varsa üstünde, ona karşı alacağın tedbirler arkadan provoke edilmesin. Son dönemde ülkemizin uyguladığı Suriye politikası, o kadar çirkin ve açığa çıktı ki.

Aslında şunu söylemek lazım; bir ülke sadece vatanı için savaşır. Vatan için savaşırsanız bir değeri vardır. Biz emperyalizme karşı duran bir ulusal Kurtuluş Savaşı`yla kurulmuş bir ülkeyiz ve Cumhuriyet`in bu güne kadar, son döneme kadar dış politika ilkeleri yurtta sulh, cihanda sulh. Ne demektir bu? İyi komşular, iyi ilişkiler ve kendi bağımsızlığı önde gelecek. Kendi menfaatleri tabii ki önde gelecek ve başka ülkelere de emperyalist gözle bakmayacaksın“� Cumhuriyet’in “yurta sulh cihanda sulh” temelli dış politikası pasif ilan edilerek, yeni-Osmanlıcılık adı altında fetihçi-mezhepçi zihniyet emperyalist merkezler tarafından parlatıldı. Bunun sonucuda Türkiye tarihinde ilk kez komşu bir ülkenin rejimini değiştirmek için Suriye’de savaşa girerken ülkedeki etnik ve mezhepsel fay hatlarını derinleştirdi.

Girişimin emperyalist bir plan olduğunu ifade eden Saidoğlu: Emperyalizmin yüz yıllık planının yavaş yavaş gerçekleşmeye başladığının somut bir göstergesidir. Buna sebep olan da hükümetin hataları, yanlışlarıdır. Asla kabul edebileceğimiz bir durum değildir. Kimilerinin Kürt koridoru, kimilerinin PYD koridoru dediği koridora emperyalizm koridoru denilebilir.

Ne yazıkki. İki komşu ülke buna karşı mücadele etmesi gerekirken birbirine ateş eder hale gelmiştir

Niye Türkiye Suriye savaşının içindedir?.

Suriye`deki iç savaşı değerlendiren ve Türkiye`nin bu savaştaki rolünü sorgulayan Saidoğlu :” Biz kendi vatanımızın savunması söz konusu olmadığı halde, kendimiz o komşulardan bir tehdit almadığımız halde sadece Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) çerçevesinde Suriye`de hem de BOP`un elebaşısı Amerika`dan daha da ileriye giderek, onların bile kendi seçim amaçları nedeniyle ağırdan aldıkları bir dönemde, yani sahibine kuzgun gözükmek için kendimizi şaşırmış bir biçimde Suriye`nin içine atladık, muhaliflerin içine.Türkiye bu Suriye savaşının neresindedir? Niye Türkiye Suriye savaşının içindedir, niye Suriye`nin bölünmesinin yanındadır, niye Suriyeli muhaliflerin yanındadır? Daha önce Esad ve karısıyla beraber bizim başkanımızın yanında değil miydi? Çocuklarının düğünlerine gitmediler mi? Hediyeler götürmediler mi özel uçaklar ile? Üstelik bu Suriye Apo`yu bize teslim eden Suriye. Ecevit döneminin politikalarıyla şimdi Ergenekon`dan içeride yatan Atilla Uğur`un Apo`yu alıp getirdiği Suriye. Türkiye bugün neredeyse bir iç savaş ile karşı karşıya. İşte bizler bütün o Şemdinli`yi, Foça`yı, Gaziantep`i hep bu kapsamda düşünüyoruz. Çünkü Suriye orada kendisine karşı yapılmış bir hareketin baş sorumlusu olarak gördüğü Türkiye`nin içindeki PKK terörüne karşı neden kayıtsız kalsın? O da her türlü PKK terörünü bir şekilde destekler.

Terörü lanetlemekten bıktık. Hiç kimse bize bunlara alışacaksınız diyemez. Biz çocuklarımızı hayatlarının baharında kahpece bir kurşuna, ne olduğu belirsiz bir hainin bombalı saldırısına kurban gitsin diye büyütmüyoruz.

Kimse bize düşmanımız çok, her yerde oluyor bizde de olacak, alışın diyemez. Hiç birimize bu hainlikleri normalmiş gibi gösteremezler. Bizi idare etmeye talip olanlar menfaat çatışmalarını bir kenara bırakıp, daha çok kazanmayı değil, daha çok insanı nasıl koruyabilirim diye düşünmeli, mahalli ağzına bırakıp, kimseye sataşmadan, devlet adamı ciddiyetiyle hareket etmeli, devletin gücünü, tecrübesini ve birikimleri sonuna kadar kullanarak saldırıları bertaraf edebilmelidir.

Onların oyununu bozacak tek şey bizim birlik ve beraberliğimizdir.

Bugün Türkiye’nin her yerinde yüzlerce aile, ocaklarına düşen ateşle yanıyor. Onların acısını yüreğimizin en derin köşelerine kadar bizler de duyuyoruz. Biliyoruz ki onların yerinde bizim evlatlarımız da olabilirdi. Bugün olmadı yarın olamayacağının garantisi yoktur. Onların oyununu bozacak tek şey bizim birlik ve beraberliğimizdir.

Artık gazete haberlerinde şehit düşen askerlerimize bile zorla yer verilirken, böylesine menfur saldırılardan sonra dahi birbirine düşen insanları görmek, havai fişekli düğün derneklere şahit olmak, ne zaman iyi bir şey yapsak saldırıyorlar diyerek şehitlerin üstünden bile nemalanmaya çalışanları görmek bizleri kahrediyor. Hiç kimse şehitler için bir kaç diyemez , kelle diyemez, hiç kimse onların mesleği bu maaş alıyorlar diyemez.

Atatürkçü Düşünce Derneği olarak savuna geldiğimiz değerlerin daha yüksek sesle yeniden tekrarlanmasını zorunlu kılmaktadır.

Türkiye coğrafyasındaki tüm vatandaşlarımızı hiçbir sıfat ve nitelikle etiketlenmeden her alanda eksiksiz, eşit ve adil kucaklamak siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin ve tüm vatandaşlarımızın samimi olarak içselleştirmesi ve yaşamın her alanında bu değerleri korkmadan, çekinmeden savunması gerekir.

Türkiye, özellikle yaşanan dış politika ve komşuları ile tam bir çıkmaza girmiş ve tarihinde olmadık ölçüde yalnızlaşmıştır. Esasen ülkemiz, basiretsiz politikacılar eliyle Atatürk’ün ilke ve devrimlerinden hızla uzaklaştırılarak bu sorunların merkezine düşürülmüştür;

Çevremizde dost olabileceğimiz tüm ülkelerle düşman haline getirildiğimiz için nerede ise tüm komşularımızın adı Türkiye’nin kalbine yapılan bu saldırı ile ilgili olarak geçmekte, TV kanallarında suçlanmakta, ancak gerçek sorumluları konuşmaya neredeyse kimsenin cesareti yetmemektedir.Bu maceracı ve komşulara düşmanlık politikaları sürdükçe bu oyunları sahneleyenlerin yeni oyunlarını görmeye devam edeceğiz.

Artık Türkiye Cumhuriyetinin varlık-yokluk savaşı gündemdedir. Türkiye gerçek düşmanlarını görüp önlemlerini ona göre almalı, bu günleri hazırlayan maceracıları başından atmalı, yeniden komşularıyla dostluk kurup hem dış, hem de iç güvenliği ile bölgenin istikrar unsuru olmalıdır. Ayrıca her demokratik(!) ülkede olduğu gibi, başta HÜKÜMET olmak üzere tüm sorumlular YA İSTİFA ETMELİ, YA DA GÖREVLERİNDEN ALINMALIDIR.

Halkımızı bu gözü dönmüş halk düşmanlarına karşı birlik ve beraberlik içinde karşı koymaya ve mücadeleye çağırıyoruz. Milletimiz bilmelidir ki; Atatürkçü Düşünce Derneği Türkiye’nin her yerinde üyeleri ve kendisine inanan vatansever evlatlarıyla, Kuvva-ı Milliyecilerin torunları olarak ülkesine sahip çıkarak, son nefesine kadar mücadele edecek güç ve kararlılıktadır.

Gücünü Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve ilkelerinden alan yurtseverler bu toprakların gerçek sahipleridir. Orhangazi ve bütün Türk Toprakları her zaman Türk kalacak, Türkiye yeniden “Ne Mutlu Türküm Diyene” diyebilen Türklerin olacaktır.

Şehitlerimizin aziz anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Ulusumuzun başı sağolsun.

İsmail Saidoğlu
Atatürkçü Düşünce Derneği
Orhangazi Şubesi
Yönetim Kurulu Başkanı

İsmail Saidoğlu

Atatürkçü Düşünce Derneği Orhangazi Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir